”, Vital bulgu
Mani/lı’ıpomani aktivasyonu: Majör depresif bozukluğu bulunan hastalarla gerçekleştirilen plasebo kontrollü çalışmalarda, mani ya da hipomani aktivasyonu bildirilen hastaların oranı duloksetin gruplarında %0.1 (2/2327) ve plasebo gruplarında %0.1 (1/1460) olarak belirlenmiştir. DPNA ve GAB plasebo kontrollü çalışmalarda mani veya hipomani aktivasyonu bildirilmemiştir. Majör depresif bozuklukta etkili olan diğer ilaçlarla tedavi edilen hastaların küçük bir bölümünde mani/hipomani aktivasyonu bildirilmiştir. Bu ilaçlarda olduğu gibi, mani öyküsü bulunan hastalarda duloksetin dikkatlice kullanılmalıdır.
Epileptik nöbetler. Epilepsisi olan hastalarda duloksetin sistemik olarak değerlendirilmemiş ve bu gibi hastalar klinik çalışmalardan çıkartılmıştır. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, nöbet/konvülziyon gelişen hasta sıklığı duloksetin grubunda %0.04 (3/8504) ve plasebo grubunda %0.02 (1/6123) olarak bulunmuştur. DUXET nöbet bozukluğu öyküsü bulunan hastalarda dikkatle reçete edilmelidir.
Hiponatremi: Hiponatremi (bazıları serum sodyum düzeyinin 110 mmol/l’nin altına düşen) olguları bildirilmiş ve DUXET kesildikten sonra geriye döndüğü görülmüştür. Bazı olgular muhtemelen uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromuna (SIADH) bağlıdır. Bu olayların çoğunluğu yaşlı veya diüretik alan veya başka türlü hacim azalması yaşamış hastalarda görülmektedir.
”).
DUXET ile tedavinin kesilmesi: Duloksetin alan hastalarda tedavinin kesilmesine bağlı belirtiler sistematik olarak değerlendirilmiştir. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarında tedavinin ani ya da aşamalı kesilmesini takiben % 1 veya daha yüksek oranda veya plaseboya göre anlamlı derecede daha yüksek ortaya çıkan semptomlar: Sersemlik, bulantı, baş ağrısı, parestezi, yorgunluk, kusma, iritabilite, kabus, uykusuzluk, ishal, anksiyete, hiperhidroz ve baş dönmesidir.
Diğer SSRTlar ve SNRFların (serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri) kullanıma girmesiyle birlikte, bu ilaçların kesilmesi, özellikle de aniden kesilmesi sonrasında, aşağıdakileri içeren spontan advers olay bildirimleri olmuştur: disforik mizaç, iritabilite, ajitasyon, sersemlik, duyusal bozukluklar (örn. elektrik çarpması hissi gibi paresteziler), anksiyete, konflizyon, baş ağrısı, letarji, emosyonel labilite, uykusuzluk, hipomani, kulak çınlaması ve nöbetler. Her ne kadar bu olaylar genel olarak kendiliğinden geçse de, bazılarının şiddetli olduğu bildirilmiştir.
DUXET tedavisi kesilirken, hastalar bu semptomlar açısından izlenmelidir. Mümkün olan durumlarda aniden kesmek yerine, dozun tedricen azaltılması önerilmektedir. Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesi sonrasında tolere edilemeyecek semptomlar ortaya çıkacak olursa, daha önce önerilen doza geri dönülmesi düşünülebilir. Bunun ardından hekim dozu daha yavaş bir hızda düşürmeye devam edebilir (bkz. bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).
Eşlik eden hastalığı bulunan kişiler. Eşlik eden sistemik hastalığı bulunan kişilerde duloksetin ile klinik deneyim sınırlıdır. Gastrik motilite değişikliklerinin, duloksetinin enterik kaplamasının stabilitesi üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Duloksetin asidik ortamda hızla naftole hidrolize olduğu için, midenin boşalmasını yavaşlatan hastalıklarda (örn. bazı diyabetlilerde) duloksetin kullanımı sırasında dikkatli olunması önerilir.
Yakın geçmişte miyokard enfarktüsü ya da stabil olmayan kalp hastalığı öyküsü bulunan kişilerde duloksetin kullanımına ilişkin sistematik değerlendirme yapılmamıştır. Bu hastalıkları bulunan kişiler ürünün pazarlama öncesinde geçirildiği testlerde, klinik çalışmalardan genellikle çıkarılmıştır.
DPNA çalışmalarında gözlendiği üzere, duloksetin tedavisi diyabetik bazı hastalarda glisemik kontrolü kötüleştirmektedir. Diyabetik periferik nöropati ile ilişkili nöropatik ağrıyı tedavi için duloksetin tedavisinin araştırıldığı üç klinik çalışmada, diyabetin ortalama süresi 12 yıl, ortalama çalışma başlangıcı açlık kan glukozu 176 mg/dl ve ortalama çalışma başlangıcı hemoglobin Alc (HbAlc) düzeyi %7.8 olmuştur. Bu çalışmalardaki 12 haftalık akut tedavi fazlarında, duloksetin plaseboya nazaran ortalama açlık kan glukoz düzeyinde küçük bir artış ile ilişkili bulunmuştur. 52 haftaya kadar uzayan bu çalışmaların uzatma fazlarında, ortalama glukoz duloksetin grubunda 12 mg/dl artmışken rutin bakım grubunda 1.5 mg/dl azalmıştır.Duloksetin grubunda HbAlc %0.5 ve rutin bakım grubunda %0.2 artmıştır.
Duloksetinin ve özellikle de metabolitlerinin plazma konsantrasyonlarındaki yükselme son- dönem böbrek hastalığı (diyaliz gerektiren) bulunan hastalarda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, DUXET son-dönem böbrek hastalığı bulunan veya ağır böbrek yetmezliği bulunan (kreatinin klerensi <30 mL/dakika) hastalar için önerilmemektedir (bkz. bölüm 5 “Farmakolojik Özellikler” ve bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).
Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda belirgin şekilde artmış duloksetine maruz kalma görülmekte olup, DUXET bu hastalara uygulanmamalıdır (bkz. bölüm 5 “Farmakolojik Özellikler” ve bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).
Her ne kadar duloksetin alkolün neden olduğu mental ve motor beceri bozukluklarını artırmamaktaysa da. aşırı alkol alımı ile eş zamanlı olarak duloksetin kullanımı ağır karaciğer hasarı ile birliktelik gösterebilir. Bu nedenle, DUXET aşırı alkol kullanımı olan hastalara reçete edilmemelidir.
MDB’li hastalar DUXET tedavisi ile 1 ila 4 hafta içinde iyileşmeler hissedebilecek olsalar da.tedaviyi önerilen şekilde sürdürmeleri konusunda uyarılmalıdırlar.
Laboratuvar testleri
Önerilen özel bir laboratuvar testi bulunmamaktadır.
Çocuklarda kullanım
”, Uyarılar). Çocuk ve ergenlerde DUXET
Yaşlı hastalarda kullanım
Pazarlama öncesi duloksetinin MDB için gerçekleştirilen klinik çalışmalara katılan 2418 hastanın %5.9’u (143) 65 yaş ya da üzerinde olan hastalardır. DPNA pazarlama öncesi çalışmalara katılan 1074 hastanın %33’ü (357) 65 yaş ve üzerindedir. GAB’nin pazarlama öncesi klinik çalışmalarında genç hastalardan farklı yanıt verip vermediklerinin tespiti için yeterli sayıda 65 yaş ve üzerinde yaşlı hastalar dahil edilmemiştir. MDB ve DPNA çalışmalarında yaşlı hastalar ile daha genç olanlar arasında genel etkinlik ya da güvenilirlik düzeyi açısından belirgin bir fark saptanamamış ve klinik deneyime göre, yaşlı ve genç hastalardaki yanıt oranları arasında farklılık belirlenememiştir. Ancak yine de bazı yaşlı kimselerin ilaca karşı daha duyarlı olabilecekleri unutulmamalıdır. Diğer antidepresanlarda da görüldüğü gibi, duloksetin klinik olarak anlamlı hiponatremi vakalarıyla ilişkili bulunmuştur.
Diğer ilaçların duloksetini etkileme potansiyeli
Hem CYP1A2 hem de CYP2D6 duloksetin metabolizmasından sorumludur.
CYP1A2 inhibitörleri. Duloksetin güçlü bir CYP1A2 inhibitörü olan fluvoksamin ile birlikte kullanıldığında, erkek hastalarda (n=14) EAA yaklaşık olarak 6, Cmaks yaklaşık olarak 2.5 katma yükselmiş ve duloksetin yarılanma ömrü yaklaşık olarak 3 katına çıkmıştır. CYP1A2 metabolizmasını inhibe eden diğer ilaçlar arasında simetidin ve kinolon ile siprofloksasin ve enoksasin gibi antimikrobiyal maddeler bulunmaktadır.
CYP2D6 inhibitörleri-. CYP2D6 duloksetinin metabolizmasından sorumlu enzimlerden biridir; duloksetinin CYP2D6 üzerinde güçlü inhibisyona yol açan ilaçlarla birlikte kullanılması beklendiği üzere konsantrasyonlarını artırır (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
CYP1A2 ve CYP2D6 ikili inhibisyonu: Kötü CYP2D6 metabolize edici olan olgulara (n=14) günde iki kez 40 mg duloksetin ile güçlü bir CYP1A2 inhibitörünün eşzamanlı olarak uygulanması duloksetinin EAA ve CmakS değerinde 6 kat artışa neden olmuştur.
Benzodiazepin grubu ilaçlar ile çalışma
Lorazepam: Kararlı durum koşullarında duloksetinin (12 saatte bir 60 mg) ve lorazepamın (12 saatte bir 2 mg) birlikte uygulanması duloksetinin farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkide bulunmamıştır.
Temazepam: Kararlı durum koşullarında duloksetinin (20 mg) ve temazepamın (30 mg) birlikte uygulanması duloksetinin farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkide bulunmamıştır.
Duloksetinin diğer ilaçları etkileme potansiyeli
CYP1A2 tarafından metabolize edilen ilaçlar, in vitro ilaç etkileşim çalışmalarında, duloksetinin CYP1A2 aktivitesini indüklemediği görülmüştür. Bu nedenle, enzim indüksiyonunu değerlendiren klinik çalışma gerçekleştirilmiş olmasa da, indüksiyon nedeniyle CYP1A2 substratlarının (örn. teofilin, kafein) metabolizmalarında bir artış beklenmez. In vitro çalışmalarda duloksetinin CYP1A2 izoformu inhibitörü olduğu anlaşılmıştır ve iki klinik çalışmada duloksetin (günde iki kez 60 mg) ile eş zamanlı uygulandığında teofılindeki ortalama (%90 güven aralığı) artışın %7 (%l-%5) ve %29 (%13- %27) olduğu saptanmıştır.
CYP2D6 tarafından metabolize edilen ilaçlar: Duloksetin CYP2D6 üzerinde orta düzeyde inhibisyona yol açar ve CYP2D6 tarafından metabolize edilen ilaçların EAA ve Cmaks değerlerini yükseltir. Bu nedenle duloksetinin aynı izoenzim tarafından yoğun ölçüde metabolize edilen ve dar bir terapötik aralığa sahip olan ilaçlarla birlikte kullanımında çok dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
CYP2C9 tarafından metabolize edilen ilaçlar. Duloksetin CYP2C9’un in vitro enzim aktivitesini inhibe etmez. Bu nedenle, her ne kadar konuyla ilgili klinik çalışma yapılmamış olsa da duloksetinin CYP2C9 substratlarının metabolizmasını inhibe etmesi beklenmez.
CYP3A tarafından metabolize edilen ilaçlar. In vitro çalışmaların sonuçlarına göre, duloksetin CYP3A aktivitesini inhibe etmez ya da indüklemez. Bu nedenle, her ne kadar konuyla ilgili klinik çalışma yapılmamış olsa da, indüksiyon veya inhibisyon sonucuyla CYP3A substratlarının (örn. oral kontraseptifler ve diğer steroidler) metabolizmasını artırması ya da azaltması beklenmez.
CYP2C19 tarafından metabolize edilen ilaçlar: In vitro çalışmaların sonucu, duloksetinin terapötik konsantrasyonlarda CYP2C19 aktivitesini inihibe etmediğini göstermektedir. Bu nedenle her ne kadar klinik çalışma yapılmamış olsa da CYP2C19 substratlarının metabolizmasının inhibisyonu beklenmemektedir.
Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan ilaçlar
Duloksetin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlandığı için, proteinlere yüksek oranda bağlanan başka bir ilacı kullanan hastalara duloksetin verilmesi, bu ilacın serbest konsantrasyonlarını artırabilir ve advers etkilere yol açabilir.
Duloksetinin klinik olarak anlamlı etkileşime girebileceği diğer ilaçlar
Alkol: Duloksetin ve etanol birkaç saat arayla uygulanıp, her ikisinin pik konsantrasyonlarının çakışması sağlandığında, duloksetinin alkolün mental ve motor beceriler üzerindeki olumsuz etkilerini artırmadığı bulunmuştur.
Duloksetin klinik çalışma veritabanında, duloksetin ile tedavi edilen üç hastada tıkanma bulgusu ile birlikte ALT ve total bilirubin yükselmeleri ile tespit edilen karaciğer hasarı görülmüştür. Önemli ölçüde eşlik eden etanol kullanımı vakaların her birinde mevcut olup, bu gözlenen anormalliklerin ortaya çıkışına katkıda bulunmuş olabilir (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
SSS üzerinde etkili ilaçlar. Duloksetinin primer etkilerini SSS üzerinde gösterdiği dikkate alınırsa, bu sistem üzerinde etkili diğer ilaçlarla birlikte kullanımı ya da bu ilaçların yerine kullanılması sırasında dikkatli olunmalıdır; bu uyarı, benzer etki mekanizmasına sahip olan diğer ilaçlarla birlikte kullanım için de geçerlidir.
Serotonerjik ilaçlar. DUXET dahil SSRI ve SNRI ilaçlarının etki mekanizmaları temelinde ve serotonin sendromu potansiyeli nedeniyle, DUXET triptanlar, linezolid (reversibl selektif olmayan MAOİ olan bir antibiyotik), lityum, tramadol veya St. John’s Wort (Hypericum perforatum, sarı kantaron) gibi serotoninerjik nörotransmitter sistemlerini etkileyebilecek diğer ilaçlar ile eş zamanlı uygulanırken dikkatli olunmalıdır. DUXET’in diğer SSRFlar, SNRI’lar veya triptofan ile eş zamanlı kullanılması önerilmemektedir (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Triptanlar. SSRI ve triptan kullanımı ile serotonin sendromu geliştiğine ilişkin ender pazarlama sonrası raporlar vardır. DUXET’in bir triptan ile eş zamanlı uygulanmasını gerektiren klinik endikasyon varsa, özellikle tedaviye başlama zamanı ve doz artırımları zamanında hastanın dikkatli biçimde gözlenmesi önerilmektedir (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Gastrik asiditeyi etkileyen ilaçlarla etkileşim potansiyeli: DUXET*in enterik kaplaması, gastrointestinal pH değerinin 5.5’i aştığı bölgelere ulaşana kadar çözünmeye direnmesini sağlar.
Son derece asidik koşullarda, duloksetin enterik kaplama tarafından korunmadığında hidrolize olarak naftol oluşturabilir. Mide boşalması yavaş olan (örn. bazı diyabet hastaları) DUXET kullanan hastaların dikkatli olmaları önerilmektedir. Gastrointestinal pH değerini artıran ilaçlar, duloksetinin daha erken salıverilmesine neden olabilirler. Ancak, DUXET’in alüminyum ve magnezyum içeren antiasitlerle (51 mEq) ya da DUXET’in famotidin ile birlikte kullanımı, 40 mg’lık oral dozdan sonra emilimin hızını ya da miktarını etkilememiştir.Proton pompası inhibitörleriyle birlikte kullanımın duloksetinin emilimini etkileyip etkilemediği bilinmemektedir.
Monoamin oksidaz inhibitörleri. (bkz. bölüm 4.3 “Kontrendikasyonlar” ve bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
5-Hidroksitriptamin reseptör agonisti (triptan): Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü (SSRI), Selektif Serotonin/Norepinefrin Geri Alım İnhibitörü (SNRI) grubu ilaçların, migren baş ağrısı olanlarda, 5- Hidroksitriptamin reseptör agonisti (5-HTib/id) ile birlikte kullanımı serotonerjik sendroma neden olabilir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Duloksetinin insanlarda doğum üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Doğum döneminde duloksetin, ancak potansiyel yararlar fetüsün maruz kalabileceği potansiyel risklerden fazla olduğu sürece kullanılmalıdır. Tedavi sırasında gebe kalan ya da gebe kalmayı planlayan hastaların bu durumu hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.
Gebelik dönemi
Hayvan üreme çalışmalarında duloksetinin embriyo/fetal ve postnatal gelişmede advers etkileri olduğu görülmüştür. Duloksetin organogenez dönemi sırasınca gebe sıçan ve tavşanlara uygulandığında, 45 mg/kg/güne varan teratojenite bulgusu gözlenmemiştir (sıçanlarda, önerilen azami insan dozunun 7 katı [MRHD. 60 mg/kg] ve m g/m2 temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 4 katı; tavşanlarda MRHD’nin 15 katı ve mg/m2 temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 7 katı). Bununla beraber bu dozlarda fetal ağırlıklar azalmış olup, etki-gözlenmeyen doz 10 mg/kg/gün olarak bulunmuştur (sıçanlarda, MRHD’nin 2 katı ve mg/m2 temelinde 120 mg/günlük insan dozunun ~1 katı; tavşanlarda MRHD’nin 3 katı ve mg/m2 temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 2 katı).
Gebe kadınlar ile ilgili yeterli ve iyi kontrollü çalışma olmadığından, duloksetin ancak hasta üzerine olacak potansiyel yarar fetüs üzerine olacak potansiyel riski dengelerse
kullanılmalıdır.
DUXET gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Nonteratojenik Etkiler: Üçüncü trimesterin sonlarında SSRI’lar veya serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörlerine maruz kalan yeni doğanlarda uzun süreli hastanede kalış, solunum desteği ve tüple beslenmeyi gerektiren komplikasyonlar gelişmiştir. Bu tür komplikasyonlar hemen doğum sonrasında ortaya çıkabilir. Bildirilen klinik bulgular solunum sıkıntısı, siyanoz, apne, nöbetler, vücut ısısı oynamaları, besleme güçlükleri, kusma,
hipoglisemi, hipotoni, hipertoni, hiperrefleksi, tremor, heyecanlılık, iritabilite ve sürekli ağlamayı içermiştir. Bu özellikler ya SSRI’lar ve SNRriarın doğrudan toksik etkileri veya da muhtemelen bir ilaç kesilmesi sendromu ile uyumludur. Bazı vakalarda, klinik tablonun serotonin sendromu ile uyumlu olduğu dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4A“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”). Gebe bir kadını üçüncü trimester sırasında DUXET ile tedavi
ederken, hekim tedavinin potansiyel riskleri ve yararlarını dikkatle göz önüne almalıdır (bkz.
bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).
Laktasyon dönemi
Duloksetin ve/veya metabolitleri: Duloksetin ve/veya metabolitlerinin insan sütüne salgılanıp salgılanmadığı bilinmemektedir, ancak duloksetin tedavisi sırasında emzirme önerilmemektedir.
Emziren annelerin durumlarını hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Çiftleşme öncesinde ve çiftleşme boyunca erkek veya dişi sıçanlara, 45 mg/kg/güne varan dozlarda (önerilen azami insan dozu olan 60 mg/gün’ün 7 katı ve mg/m2 temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 4 katı) oral olarak uygulanan duloksetin çiftleşme veya fertiliteyi değiştirmemiştir.
Her türlü psikoaktif ilaç; yargılama becerisini, düşünme becerisini ve motor becerileri olumsuz etkileyebilir. Kontrollü çalışmalarda duloksetinin psikomotor performansı, kognitif fonksiyonları ya da belleği etkilemediği gösterilmiş olmasına karşın, sedasyona yol açma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle hastalar duloksetin tedavisi sırasında araç ve makine kullanımından (otomobil/araba kullanımı dahil) kaçınmalıdırlar.
Tablo 2, depresyon, genel anksiyete bozukluğu ve diyabetik periferik nöropatik ağrıda spontan raporlama ve plasebo kontrollü klinik çalışmalarda (5075’i duloksetin ve 3164’ü plasebo kullanan 8239 toplam hastayı kapsamaktadır) gözlenen advers reaksiyonları vermektedir.
Duloksetin ile tedavi edilen hastalarda en yaygın raporlanan advers reaksiyonlar bulantı, baş ağrısı, ağız kuruluğu, somnolans, yorgunluk, uykusuzluk, baş dönmesi ve kabızlıktır. Ancak, yaygın görülen advers reaksiyonların büyük çoğunluğu hafif ile orta derecede olup tedavinin başlangıcında görülür ve çoğunlukla tedavi devam ettikçe azalır.
İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Tablo 2: Advers reaksiyonlar
MEDRA Organ Sınıflandırması | Çok yaygın | Yaygın | Yaygın olmayan | Seyrek | Sıklık bilinmiyor |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar | Larenjit | ||||
Bağışıklık sistemi bozuklukları | Aşırı duyarlılık | Anafılaktik reaksiyon | |||
Endokrin bozuklukları | Hipotiroidizm | ||||
Metabolizma ve beslenme bozuklukları | iştah azalması | Hiperglisemi (özellikle diyabetik hastalarda rapor edilmiştir) | Dehidrasyon Hiponatremi | SIADH* | |
Psikiyatrik bozukluklar | Uykusuzluk (%10.4) | Ajitasyon Libido azalması Anksiyete Anormal orgazm Anormal rüyalar Uyku | Bruksizm Oryantasyon bozukluğu Apati | Mani Halüsinasyon | İntihar düşüncesi İntihar davranışı1 |
bozukluğu | |||||
Sinir sistemi bozukluğu | Baş ağrısı (%15.3) Somnolans (%10.9) Baş dönmesi (%10.3) | Tremor Parestezi Disguzi Letarji | Asabiyet Dikkat bozukluğu Diskinezi Düşük uyku kalitesi | Miyoklonus Konvülsiyon | Serotonin sendromu Ekstrapirami dal semptomlar Akatizi Psikomotor huzursuzluk |
Göz bozuklukları | Bulanık görme | Midriyazis Görme bozukluğu | Glokom | ||
Kulak ve iç kulak bozuklukları | Kulak çınlaması | Vertigo Kulak ağrısı | |||
Kardiyak bozukluklar | Palpitasyon | Taşikardi | Supraventrik üler aritmi, başlıca atriyal fıbrilasyon | ||
Vasküler bozukluklar | Kızarma | Kan basıncında artış Periferal soğukluk Ortostatik ’■y hipotansiyon Senkop 3 | Hipertansiyo n Hipertansif kriz | ||
Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar | Esneme | Boğaz sıkılığı Epistakis | |||
Gastrointestinal bozukluklar | Bulantı (%25.2) Ağız kuruluğu (%13.8) Konstipasyon (%10.3) | Diyare Kusma Dispepsi Flatulans | Gastroenterit Geğirme Gastrit Stomatit | Nefes kokusu Hematoknezi | Gastrointesti nal hemoraji |
Hepatobiliyer bozukluklar | Karaciğer enzimlerinde yükselme (ALT, AST, alkalen fosfataz) Hepatit3 Akut karaciğer hasarı | Sarılık Karaciğer yetmezliği | |||
Deri ve deri altı doku bozuklukları | Terlemede artış Döküntü Gece | Urtiker Kontakt dermatit Soğuk terleme | Anjiyonöroti k ödem Stevens- Johnson |
terlemesi | Işığa duyarlılık reaksiyonları Çürüme eğiliminde artış | sendromu | ||||
Kas-iskelet ve bağ doku hastalıkları | Kas-iskelet ağrısı Kas daralması Kas spazmı | Kas çekilmesi | Trismus | |||
Böbrek ve idrar yolu hastalıklar | 1 | İdrar tutukluğu D i süri İdrar yapmada zorluk Noktüri Poliüri İdrar çıkışında azalma | Anormal idrar kokusu | |||
Üreme sistemi ve meme bozuklukları | Erektil disfonksiyon | Ejakülasyon bozukluğu Ejakülasyon gecikmesi Cinsel disfonksiyon Jinekolojik hemoraji | Menopozal semptomlar | |||
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi koşullar | 1 | Yorgunluk (%10.8) | Karın ağrısı Soğuk algınlığı | Anormal hissetme Soğuk hissetme Susama Halsizlik Sıcak hissetme Duruş bozukluğu | Göğüs ağrısı | |
Araştırmalar | Kilo kaybı | Kilo artışı Kreatin fosfokinaz artışı | Kan kolesterol artışı |
* SIADH = uygun olmayan antidiüretik hormon sekresyonu sendromu 1 Duloksetin tedavisi sırasında veya tedaviyi bıraktıktan hemen sonra intihar düşüncesi ve intihar davranış vakaları rapor edilmiştir.
’ Özellikle tedavinin başlatılması sırasında ortostatik hipotansiyon ve senkop rapor edilmiştir.
3 Bakınız bölüm 4.4.
Duloksetinin özellikle aniden kesilmesi, genellikle yoksunluk sendromuna yol açabilir. Baş dönmesi, duyusal rahatsızlıklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları (uykusuzluk ve yoğun rüyalar gibi), yorgunluk, ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, baş ağrısı, iritabilite, diyare, hiperhidroz ve vertigo çok sıklıkla rapor edilen reaksiyonlardır. Genel olarak, SSRFlar ve SNRI’lar için bu olaylar hafiften orta dereceye kadar değişir ve kişiye
özeldir, ancak bazı hastalarda ciddi ve/veya uzamış olabilir. Bu nedenle duloksetinle tedaviye gerek duyulmadığında, kademeli olarak doz azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4)
Duloksetinle yapılan 12 haftalık 3 klinik çalışmanın akut fazında diyabetik periferik nöropatik ağrılı olan hastalarda açlık kan şekeri düzeyinin az ama anlamlı olarak arttığı gözlenmiştir.HbAlc düzeyi hem duloksetin verilen hem de plasebo verilen hastalarda değişmemiştir. Bu çalışmaların 52 haftaya kadar süren uzatma fazında hem duloksetin verilen hem de rutin bakım yapılan hastalarda HbAlc de artış görülmüştür, ancak ortalama artış duloksetinle tedavi edilen grupta %0.3 daha fazladır. Duloksetinle tedavi edilen grupta açlık kan şekerinde ve total kolesterolde küçük bir değişiklik görülürken, laboratuvar testleri bu rutin bakım yapılan hastalarda hafif bir azalma meydana getirmiştir.
Duloksetinle tedavi edilen hastalarda düzeltilmiş kalp atım hızı QT intervali plasebo ile tedavi edilen hastalarda değişmemiştir. Duloksetinle ve plasebo ile tedavi edilen hastalar arasında QT, PR, QRS veya QTcB ölçümlerinde hiçbir klinik olarak anlamlı değişiklik gözlenmemiştir.
fazla dozda DUXET kullandıysanız doz aşımı bölümünü okuyun ve doktorunuza başvurun.
Tüm beklenmeyen durumlar için eczacınıza ve doktorunuza başvurun.
İlaç Fiyatı | 45.33 TL |
---|---|
Barkodu | 8699262160021 |
Reçete | Normal reçeteli |
Etken Madde | Duloksetin Hcl |
İlaç Firması | Nobel İlaç Pazarlama ve Sanayii Ltd. Şti. |
Atc Kodu | N06AX21 |
Geri Ödeme Kodu | A12806 |
Sinir Sistemi |
Psikoanaleptikler |
Antidepresanlar |
Diğer Antidepresanlar |
Duloksetin |
DUXET fiyatı, kullanım şekli, diğer özellikleri ve tedavi amacı ile kullanıldığı hastalıklar bakımından özellikleri DUXET 60 mg 28 kapsül için geçerlidir. DUXET ilacının farklı dozaş ve formlardaki fiyatı, dozu ve iyi geldiği hastalıklar farklı olabilir.
DUXET muadilleri içerik bakımından ele alınmıştır. Farklı ilaçların farklı hastalıklarda farklı tedavi yöntemleri olabileceği gibi farklı yan etkileri de olabilir. Muadil ilaçlar hakkında daha fazla bilgi için ilaç kullanma kılavuzu, prospektüs ve kısa ürün bilgilerine bakın.