CYMBALTA İstenmeyen etkileri

CYMBALTA İstenmeyen etkiler

CYMBALTA 30 mg 28 kapsül

", Vital bulgu değişiklikleri)

Mani/hipomani aktivasyonu: Majör depresif bozukluğu bulunan hastalarla gerçekleştirilen plasebo kontrollü çalışmalarda, mani ya da hipomani aktivasyonu bildirilen hastaların oranı duloksetin gruplarında %0.1 (2/2327) ve plasebo gruplarında %0.1 (1/1460) olarak belirlenmiştir. DPNA ve GAB plasebo kontrollü çalışmalarda mani veya hipomani aktivasyonu bildirilmemiştir. Majör depresif bozuklukta etkili olan diğer ilaçlarla tedavi edilen hastaların küçük bir bölümünde mani/hipomani aktivasyonu bildirilmiştir. Bu ilaçlarda olduğu gibi, mani öyküsü bulunan hastalarda duloksetin dikkatlice kullanılmalıdır.

Epileptik nöbetler: Epilepsisi olan hastalarda duloksetin sistemik olarak değerlendirilmemiş ve bu gibi hastalar klinik çalışmalardan çıkartılmıştır. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, nöbet/konvülziyon gelişen hasta sıklığı duloksetin grubunda %0.04 (3/8504) ve plasebo grubunda %0.02 (1/6123) olarak bulunmuştur. Cymbalta nöbet bozukluğu öyküsü bulunan hastalarda dikkatle reçete edilmelidir.

Hiponatremi: Hiponatremi (bazıları serum sodyum düzeyinin 110 mmmol/l’nin altına düşen) olguları bildirilmiş ve Cymbalta kesildikten sonra geriye döndüğü görülmüştür. Bazı olgular muhtemelen uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromuna (SIADH) bağlıdır. Bu olayların çoğunluğu yaşlı veya diüretik alan veya başka türlü hacim azalması yaşamış hastalarda görülmektedir.

4.3. Kontrendikasyonlar

").

Cymbalta ile tedavinin kesilmesi: Duloksetin alan hastalarda tedavinin kesilmesine bağlı belirtiler sistematik olarak değerlendirilmiştir. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarında tedavinin ani ya da aşamalı kesilmesini takiben % 1 veya daha yüksek oranda veya plaseboya göre anlamlı derecede daha yüksek ortaya çıkan semptomlar: Sersemlik, bulantı, baş ağrısı, parestezi, yorgunluk, kusma, iritabilite, kabus, uykusuzluk, ishal, anksiyete, hiperhidroz ve baş dönmesidir.

Diğer SSRI’lar ve SNRI’ların (serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri) kullanıma girmesiyle birlikte, bu ilaçların kesilmesi, özellikle de aniden kesilmesi sonrasında, aşağıdakileri içeren spontan advers olay bildirimleri olmuştur: disforik mizaç, iritabilite, ajitasyon, sersemlik, duyusal bozukluklar (örn. elektrik çarpması hissi gibi paresteziler), anksiyete, konfüzyon, baş ağrısı, letarji, emosyonel labilite, uykusuzluk, hipomani, kulak çınlaması ve nöbetler. Her ne kadar bu olaylar genel olarak kendiliğinden geçse de, bazılarının şiddetli olduğu bildirilmiştir.

Cymbalta tedavisi kesilirken, hastalar bu semptomlar açısından izlenmelidir. Mümkün olan durumlarda aniden kesmek yerine, dozun tedricen azaltılması önerilmektedir. Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesi sonrasında tolere edilemeyecek semptomlar ortaya çıkacak olursa, daha önce önerilen doza geri dönülmesi düşünülebilir. Bunun ardından hekim dozu daha yavaş bir hızda düşürmeye devam edebilir (bkz. bölüm 4.2 "Pozoloji ve uygulama şekli").

Eşlik eden hastalığı bulunan kişiler: Eşlik eden sistemik hastalığı bulunan kişilerde duloksetin ile klinik deneyim sınırlıdır. Gastrik motilite değişikliklerinin, duloksetinin enterik kaplamasının stabilitesi üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Duloksetin asidik ortamda hızla naftole hidrolize olduğu için, midenin boşalmasını yavaşlatan hastalıklarda (örn. bazı diyabetlilerde) duloksetin kullanımı sırasında dikkatli olunması önerilir.

Yakın geçmişte miyokard enfarktüsü ya da stabil olmayan kalp hastalığı öyküsü bulunan kişilerde duloksetin kullanımına ilişkin sistematik değerlendirme yapılmamıştır. Bu hastalıkları bulunan kişiler ürünün pazarlama öncesinde geçirildiği testlerde, klinik çalışmalardan genellikle çıkarılmıştır.

DPNA çalışmalarında gözlendiği üzere, Cymbalta tedavisi diyabetik bazı hastalarda glisemik kontrolü kötüleştirmektedir. Diyabetik periferik nöropati ile ilişkili nöropatik ağrıyı tedavi için Cymbalta tedavisinin araştırıldığı üç klinik çalışmada, diyabetin ortalama süresi 12 yıl, ortalama çalışma başlangıcı açlık kan glukozu 176 mg/dl ve ortalama çalışma başlangıcı hemoglobin A1c (HbA1c) düzeyi %7.8 olmuştur. Bu çalışmalardaki 12 haftalık akut tedavi fazlarında, Cymbalta plaseboya nazaran ortalama açlık kan glukoz düzeyinde küçük bir artış ile ilişkili bulunmuştur. 52 haftaya kadar uzayan bu çalışmaların uzatma fazlarında, ortalama glukoz Cymbalta grubunda 12 mg/dl artmışken rutin bakım grubunda 1.5 mg/dl azalmıştır. Cymbalta grubunda HbA1c %0.5 ve rutin bakım grubunda %0.2 artmıştır.

Duloksetinin ve özellikle de metabolitlerinin plazma konsantrasyonlarındaki yükselme son-dönem böbrek hastalığı (diyaliz gerektiren) bulunan hastalarda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, Cymbalta son-dönem böbrek hastalığı bulunan veya ağır böbrek yetmezliği bulunan (kreatinin klerensi <30 mL/dakika) hastalar için önerilmemektedir (bkz. bölüm 5 "Farmakolojik Özellikler" ve bölüm 4.2 "Pozoloji ve uygulama şekli").

Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda belirgin şekilde artmış duloksetine maruz kalma görülmekte olup, Cymbalta bu hastalara uygulanmamalıdır (bkz. bölüm 5 "Farmakolojik Özellikler" ve bölüm 4.2 "Pozoloji ve uygulama şekli").

Her ne kadar Cymbalta alkolün neden olduğu mental ve motor beceri bozukluklarını artırmamaktaysa da, aşırı alkol alımı ile eş zamanlı olarak Cymbalta kullanımı ağır karaciğer hasarı ile birliktelik gösterebilir. Bu nedenle, Cymbalta aşırı alkol kullanımı olan hastalara reçete edilmemelidir.

MDB’li hastalar Cymbalta tedavisi ile 1 ila 4 hafta içinde iyileşmeler hissedebilecek olsalar da, tedaviyi önerilen şekilde sürdürmeleri konusunda uyarılmalıdırlar.

Laboratuvar testleri

Önerilen özel bir laboratuvar testi bulunmamaktadır.

Çocuklarda kullanım

Pediyatrik hastalardaki etkinlik ve güvenilirlik belirlenmemiştir, kullanılmamalıdır (bkz. bölüm 4AÖzel kullanım uyarıları ve önlemleri", Uyarılar). Çocuk ve ergenlerde Cymbalta kullanımı düşünülüyorsa potansiyel risklerin klinik ihtiyaç ile dengelenmesi düşünülmelidir.

Yaşlı hastalarda kullanım

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Diğer ilaçların duloksetini etkileme potansiyeli

Hem CYP1A2 hem de CYP2D6 duloksetin metabolizmasından sorumludur.

CYP1A2 inhibitörleri: Duloksetin güçlü bir CYP1A2 inhibitörü olan fluvoksamin ile birlikte kullanıldığında, erkek hastalarda (n=14) EAA yaklaşık olarak 6, Cmaks yaklaşık olarak 2.5 katına yükselmiş ve duloksetin yarılanma ömrü yaklaşık olarak 3 katına çıkmıştır. CYP1A2 metabolizmasını inhibe eden diğer ilaçlar arasında simetidin ve kinolon ile siprofloksasin ve enoksasin gibi antimikrobiyal maddeler bulunmaktadır.

CYP2D6 inhibitörleri: CYP2D6 duloksetinin metabolizmasından sorumlu enzimlerden biridir; duloksetinin CYP2D6 üzerinde güçlü inhibisyona yol açan ilaçlarla birlikte kullanılması beklendiği üzere konsantrasyonlarını artırır (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

CYP1A2 ve CYP2D6 İkili İnhibisyonu: Kötü CYP2D6 metabolize edici olan olgulara (n=14) günde iki kez 40 mg duloksetin ile güçlü bir CYP1A2 inhibitörünün eşzamanlı olarak uygulanması duloksetinin EAA ve Cmaks değerinde 6 kat artışa neden olmuştur.

Benzodiazepin grubu ilaçlar ile çalışma

Lorazepam: Kararlı durum koşullarında duloksetinin (12 saatte bir 60 mg) ve lorazepamın (12 saatte bir 2 mg) birlikte uygulanması duloksetinin farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkide bulunmamıştır.

Temazepam: Kararlı durum koşullarında duloksetinin (20 mg) ve temazepamın (30 mg) birlikte uygulanması duloksetinin farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkide bulunmamıştır.

Duloksetinin diğer ilaçları etkileme potansiyeli

CYP1A2 tarafından metabolize edilen ilaçlar: In vitro ilaç etkileşim çalışmalarında, duloksetinin CYP1A2 aktivitesini indüklemediği görülmüştür. Bu nedenle, enzim indüksiyonunu değerlendiren klinik çalışma gerçekleştirilmiş olmasa da, indüksiyon nedeniyle CYP1A2 substratlarının (örn. teofilin, kafein) metabolizmalarında bir artış beklenmez. in vitro çalışmalarda duloksetinin CYP1A2 izoformu inhibitörü olduğu anlaşılmıştır ve iki klinik çalışmada duloksetin (günde iki kez 60 mg) ile eş zamanlı uygulandığında teofilindeki ortalama (%90 güven aralığı) artışın %7 (%1-%5) ve %29 (%13-%27) olduğu saptanmıştır.

CYP2D6 tarafından metabolize edilen ilaçlar : Duloksetin CYP2D6 üzerinde orta düzeyde inhibisyona yol açar ve CYP2D6 tarafından tarafından metabolize edilen ilaçların EAA ve Cmaks değerlerini yükseltir. Bu nedenle duloksetinin aynı izoenzim tarafından yoğun ölçüde metabolize edilen ve dar bir terapötik aralığa sahip olan ilaçlarla birlikte kullanımında çok dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

CYP2C9 tarafından metabolize edilen ilaçlar : Duloksetin CYP2C9’un in vitro enzim aktivitesini inhibe etmez. Bu nedenle, her ne kadar konuyla ilgili klinik çalışma yapılmamış olsa da duloksetinin CYP2C9 substratlarının metabolizmasını inhibe etmesi beklenmez.

CYP3A tarafından metabolize edilen ilaçlar : In vitro çalışmaların sonuçlarına göre, duloksetin CYP3A aktivitesini inhibe etmez ya da indüklemez. Bu nedenle, her ne kadar konuyla ilgili klinik çalışma yapılmamış olsa da, indüksiyon veya inhibisyon sonucuyla CYP3A substratlarının (örn. oral kontraseptifler ve diğer steroidler) metabolizmasını artırması ya da azaltması beklenmez.

CYP2C19 tarafından metabolize edilen ilaçlar : In vitro çalışmaların sonucu, duloksetinin terapötik konsantrasyonlarda CYP2C19 aktivitesini inihibe etmediğini göstermektedir. Bu nedenle her ne kadar klinik çalışma yapılmamış olsa da CYP2C19 substratlarının metabolizmasının inhibisyonu beklenmemektedir.

Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan ilaçlar :

Duloksetin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlandığı için, proteinlere yüksek oranda bağlanan başka bir ilacı kullanan hastalara duloksetin verilmesi, bu ilacın serbest konsantrasyonlarını artırabilir ve advers etkilere yol açabilir.

Duloksetinin klinik olarak anlamlı etkileşime girebileceği diğer ilaçlar

Alkol : Duloksetin ve etanol birkaç saat arayla uygulanıp, her ikisinin pik konsantrasyonlarının çakışması sağlandığında, duloksetinin alkolün mental ve motor beceriler üzerindeki olumsuz etkilerini artırmadığı bulunmuştur.

Cymbalta klinik çalışma veritabanında, Cymbalta ile tedavi edilen üç hastada tıkanma bulgusu ile birlikte ALT ve total bilirubin yükselmeleri ile tespit edilen karaciğer hasarı görülmüştür. Önemli ölçüde eşlik eden etanol kullanımı vakaların her birinde mevcut olup, bu gözlenen anormalliklerin ortaya çıkışına katkıda bulunmuş olabilir (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

SSS üzerinde etkili ilaçlar : Duloksetinin primer etkilerini SSS üzerinde gösterdiği dikkate alınırsa, bu sistem üzerinde etkili diğer ilaçlarla birlikte kullanımı ya da bu ilaçların yerine kullanılması sırasında dikkatli olunmalıdır; bu uyarı, benzer etki mekanizmasına sahip olan diğer ilaçlarla birlikte kullanım için de geçerlidir.

Serotonerjik ilaçlar: Cymbalta dahil SSRI ve SNRI ilaçlarının etki mekanizmaları temelinde ve serotonin sendromu potansiyeli nedeniyle, Cymbalta triptanlar, linezolid (reversibl selektif olmayan MAOİ olan bir antibiyotik), lityum, tramadol veya St. John’s Wort gibi serotoninerjik nörotransmitter sistemlerini etkileyebilecek diğer ilaçlar ile eş zamanlı uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Cymbalta’nın diğer SSRI’lar, SNRI’lar veya triptofan ile eş zamanlı kullanılması önerilmemektedir (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

Triptanlar: SSRI ve triptan kullanımı ile serotonin sendromu geliştiğine ilişkin ender pazarlama sonrası raporlar vardır. Cymbalta’nın bir triptan ile eş zamanlı uygulanmasını gerektiren klinik endikasyon varsa, özellikle tedaviye başlama zamanı ve doz artırımları zamanında hastanın dikkatli biçimde gözlenmesi önerilmektedir (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

Gastrik asiditeyi etkileyen ilaçlarla etkileşim potansiyeli: Cymbalta’nın enterik kaplaması, gastrointestinal pH değerinin 5.5’i aştığı bölgelere ulaşana kadar çözünmeye direnmesini sağlar. Son derece asidik koşullarda, Cymbalta enterik kaplama tarafından korunmadığında hidrolize olarak naftol oluşturabilir. Mide boşalması yavaş olan (örn. bazı diyabet hastaları) Cymbalta kullanan hastaların dikkatli olmaları önerilmektedir. Gastrointestinal pH değerini artıran ilaçlar, duloksetinin daha erken salıverilmesine neden olabilirler. Ancak, Cymbalta’nın aluminyum ve magnezyum içeren antiasitlerle (51 mEq) ya da Cymbalta’nın famotidin ile birlikte kullanımı, 40 mg’lık oral dozdan sonra emilimin hızını ya da miktarını etkilememiştir. Proton pompası inhibitörleriyle birlikte kullanımın duloksetinin emilini etkileyip etkilemediği bilinmemektedir.

Monoamin oksidaz inhibitörleri: (bkz. bölüm 4.3 "Kontrendikasyonlar" ve bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Duloksetinin insanlarda doğum üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Doğum döneminde duloksetin, ancak potansiyel yararlar fetusun maruz kalabileceği potansiyel risklerden fazla olduğu sürece kullanılmalıdır. Tedavi sırasında gebe kalan ya da gebe kalmayı planlayan hastaların bu durumu hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.

Gebelik dönemi

Hayvan üreme çalışmalarında duloksetinin embriyo/fetal ve postnatal gelişmede advers etkileri olduğu görülmüştür. Duloksetin organogenez dönemi sırasınca gebe sıçan ve tavşanlara uygulandığında, 45 mg/kg/güne varan teratojenisite bulgusu gözlenmemiştir (sıçanlarda, önerilen azami insan dozunun 7 katı [MRHD, 60 mg/kg] ve mg/m temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 4 katı; tavşanlarda MRHD’nin 15 katı ve mg/m temelinde 120 mg/günlük insan CYM_3 0mg_KUB _trt.v. 10.0[1].doc 12/22 dozunun 7 katı). Bununla beraber bu dozlarda fetal ağırlıklar azalmış olup, etki-gözlenmeyen doz 10 mg/kg/gün olarak bulunmuştur (sıçanlarda, MRHD’nin 2 katı ve mg/m temelinde 120 mg/günlük insan dozunun ~ 1 katı; tavşanlarda MRHD’nin 3 katı ve mg/m temelinde 120 mg/günlük insan dozunun 2 katı).

Gebe kadınlar ile ilgili yeterli ve iyi kontrollü çalışma olmadığından, duloksetin ancak hasta üzerine olacak potansiyel yarar fetus üzerine olacak potansiyel riski dengelerse kullanılmalıdır.

Cymbalta gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Nonteratojenik Etkiler: Üçüncü trimesterin sonlarında SSRI’lar veya serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörlerine maruz kalan yeni doğanlarda uzun süreli hastanede kalış, solunum desteği ve tüple beslenmeyi gerektiren komplikasyonlar gelişmiştir. Bu tür komplikasyonlar hemen doğum sonrasında ortaya çıkabilir. Bildirilen klinik bulgular solunum sıkıntısı, siyanoz, apne, nöbetler, vücut ısısı oynamaları, besleme güçlükleri, kusma, hipoglisemi, hipotoni, hipertoni, hiperrefleksi, tremor, heyecanlılık, iritabilite ve sürekli ağlamayı içermiştir. Bu özellikler ya SSRI’lar ve SNRI’ların doğrudan toksik etkileri veya da muhtemelen bir ilaç kesilmesi sendromu ile uyumludur. Bazı vakalarda, klinik tablonun serotonin sendromu ile uyumlu olduğu dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4A"Özel kullanım uyarıları ve önlemleri"). Gebe bir kadını üçüncü trimester sırasında Cymbalta ile tedavi ederken, hekim tedavinin potansiyel riskleri ve yararlarını dikkatle göz önüne almalıdır (bkz. bölüm 4.2 "Pozoloji ve Uygulama Şekli’’).

Laktasyon dönemi

Duloksetin ve/veya metabolitleri Duloksetin ve/veya metabolitlerinin insan sütüne salgılanıp salgılanmadığı bilinmemektedir, ancak duloksetin tedavisi sırasında emzirme önerilmemektedir. Emziren annelerin durumlarını hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.

Üreme yeteneği / Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Tablo 1. Depresyon, genel anksiyete bozukuluğu ve diyabetik periferik nöropatik ağrıda spontan raporlama ve plasebo kontrollü klinik çalışmalarda (5075’i duloksetin ve 3164’ü plasebo kullanan 8239 toplam hastayı kapsamaktadır) gözlenen advers reaksiyonları vermektedir.

CYMBALTA ile tedavi edilen hastalarda en yaygın raporlanan advers reaksiyonlar bulantı, baş ağrısı, ağız kuruluğu, somnolans, yorgunluk, uykusuzluk, baş dönmesi ve kabızlıktır. Ancak, yaygın görülen advers reaksiyonların büyük çoğunluğu hafif ile orta derecede olup tedavinin başlangıcında görülür ve çoğunlukla tedavi devam ettikçe azalır.

Tablo 2: Advers reaksiyonlar

Sıklık derecesi: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1,000 ila <1/100); seyrek (> 1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), sıklık bilinmiyor (spontan rapor verilerinden).

Çok yaygın

Yaygın

Yaygın olmayan

Seyrek

Çok Seyrek

Sıklık bilinmiyor

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Larenjit

İmmün sistem bozuklukları

Aşırı duyarlılık

Anafilaktik reaksiyon

Endokrin bozuklukları

Hipotiroidizm

Metabolizma ve Beslenme bozuklukları

İştah azalması

Hiperglisemi (özellikle diyabetik hastalarda

rapor edilmiştir)

Dehidrasyon Hiponatremi

SIADH*

Psikiyatrik bozukluklar

Uykusuzluk (%10.4)

Ajitasyon Libido azalması Anksiyete Anormal orgazm Anormal rüyalar Uyku bozukluğu

Bruksizm Oryantasyon bozukluğu, Apati

Mani, Halüsinasyon

İntihar düşüncesi,

İntihar davranışı1

Sinir sistemi bozukluğu

Baş ağrısı (%15.3) Somnolans

%10.9) Baş dönmesi (%10.3)

Tremor Parestezi Disguzi Letarji

Asabiyet Dikkat bozukluğu Diskinezi Düşük uyku kalitesi

Miyoklonus Konvülsiyon

Serotonin sendromu Ekstrapiramidal semptomlar

Akatizi Psikomotor rahatsızlık

Göz bozuklukları

Bulanık görme

Midriyazis

Görme bozukluğu

Glokom

Kulak ve iç kulak bozuklukları

Kulak çınlaması

Vertigo Kulak ağrısı

Kardiyak bozukluklar

Palpitasyon

Taşikardi

Supraventriküler aritmi, başlıca atriyal fibrilasyon

Vasküler bozukluklar

Kızarma

Kan basıncında

artış Periferal soğukluk Ortostatik hipotansiyon2 Senkop2

Hipertansiyon, Hipertansif kriz

Solunum, göğüs ve mediyastinal bozukluklar

Esneme

Boğaz sıkılığı Epistaksis

Gastrointestinal bozukluklar

Bulantı

(%25.2) Ağız kuruluğu

(%13.8) Konstipasyon (%10.3)

Diyare Kusma Dispepsi Flatulans

Gastroenterit Geğirme Gastrit Stomatit

Nefes kokusu Hematokezi

Gastrointestinal hemoraji

Hepatobiliyer bozukluklar

Karaciğer enzimlerinde

yükselme (ALT, AST, alkalen fosfataz)

Sarılık Karaciğer yetmezliği

Hepatit3

Akut karaciğer hasarı

Deri ve deri altı doku bozuklukları

Terlemede

artış Döküntü

Gece terlemesi

Ürtiker Kontakt dermatit Soğuk terleme Işığa duyarlılık reaksiyonları Çürüme eğiliminde artış

Anjiyonörotik ödem Stevens-Johnson Sendromu

Kas iskelet ve bağ doku hastalıkları

Kas-iskelet ağrısı Kas daralması Kas spazmı

Kas çekilmesi

Trismus

Böbrek ve idrar hastalıkları

İdrar tutukluğu Disüri İdrar yapmada güçlük Noktüri Poliüri İdrar akışında azalma

Anormal idrar kokusu

Üreme sistemi ve meme bozuklukları

Erektil disfonksiyon

Ejakülasyon

bozukluğu

Ejakülasyon

gecikmesi

Cinsel

disfonksiyon

Jinekolojik

hemoraji

Menopozal semptomlar

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi koşulları

Yorgunluk (%10.8)

Karın ağrısı

Soğuk

algınlığı

Anormal

hissetme

Soğuk

hissetme

Susama

Halsizlik

Sıcak

hissetme

Duruş

bozukluğu

Göğüs ağrısı

Araştırmalar

Kilo kaybı

Kilo artışı Kreatin fosfokinaz artışı

Kan

kolesterol artışı

* SIADH = uygun olmayan antidiüretik hormon se

kresyonu sendromu

1 Duloksetin tedavisi sırasında veya tedaviyi bıraktıktan hemen sonra intihar düşüncesi ve intihar davranış vakaları rapor edilmiştir.

2 Özellikle tedavinin başlatılması sırasında ortostatik hipotansiyon ve senkop rapor edilmiştir.

3 Bakınız bölüm 4.4.

Duloksetinin özellikle aniden kesilmesi genellikle yoksunluk sendromuna yol açabilir. Baş dönmesi, duyusal rahatsızlıklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları (uykusuzluk ve yoğun rüyalar gibi), yorgunluk, ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, baş ağrısı, iritabilite, diyare, hiperhidroz ve vertigo çok sıklıkla rapor edilen reaksiyonlardır. Genel olarak, SSRI’lar ve SNRI’lar için bu olaylar hafiften orta dereceye kadar değişir ve kişiye özeldir, ancak bazı hastalarda ciddi ve/veya uzamış olabilir. Bu nedenle duloksetinle tedaviye gerek duyulmadığında, kademeli olarak doz azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4)

Duloksetinle yapılan 12 haftalık 3 klinik çalışmanın akut fazında diyabetik periferik nöropatik ağrılı olan hastalarda açlık kan şekeri düzeyinin az ama anlamlı olarak arttığı gözlenmiştir. HbAlc düzeyi hem duloksetin verilen hem de plasebo verilen hastalarda değişmemiştir. Bu çalışmaların 52 haftaya kadar süren uzatma fazında hem duloksetin verilen hem de rutin bakım yapılan hastalarda HbA1c de artış görülmüştür, ancak ortalama artış duloksetinle tedavi edilen grupta %0.3 daha fazladır. Duloksetinle tedavi edilen grupta açlık kan şekerinde ve total kolesterolde küçük bir değişiklik görülürken, laboratuvar testleri bu rutin bakım yapılan hastalarda hafif bir azalma meydana getirmiştir.

CYMBALTA doz aşımı

fazla dozda CYMBALTA kullandıysanız doz aşımı bölümünü okuyun ve doktorunuza başvurun.

Tüm beklenmeyen durumlar için eczacınıza ve doktorunuza başvurun.

CYMBALTA Kullananlar

CYMBALTA ilaç bilgileri

İlaç Fiyatı 28.31 TL
Barkodu 8699673170206
Reçete Normal reçeteli
Etken Madde Duloksetin Hcl
İlaç Firması Lilly İlaç Ticaret Ltd.Şti.
Atc Kodu N06AX21
Geri Ödeme Kodu A10674

İlaç Sınıfı

Sinir Sistemi
Psikoanaleptikler
Antidepresanlar
Diğer Antidepresanlar
Duloksetin
CYMBALTA Kullananlar

Bu ilacın diğer doz ve formları

CYMBALTA 60 mg 28 kapsül
CYMBALTA 30 mg 28 kapsül

CYMBALTA fiyatı, kullanım şekli, diğer özellikleri ve tedavi amacı ile kullanıldığı hastalıklar bakımından özellikleri CYMBALTA 30 mg 28 kapsül için geçerlidir. CYMBALTA ilacının farklı dozaş ve formlardaki fiyatı, dozu ve iyi geldiği hastalıklar farklı olabilir.

Diğer CYMBALTA formları

Eşdeğer İlaçlar

ZEDULOX 60 mg 28 kapsül (8699502160224)
ZEDULOX 60 mg 28 kapsül (8699502160217)
ZEDULOX 30 mg 28 kapsül
NEXETIN 40 mg 28 kapsül (Nobel İlaç)
NEXETIN 40 mg 28 kapsül

CYMBALTA muadilleri içerik bakımından ele alınmıştır. Farklı ilaçların farklı hastalıklarda farklı tedavi yöntemleri olabileceği gibi farklı yan etkileri de olabilir. Muadil ilaçlar hakkında daha fazla bilgi için ilaç kullanma kılavuzu, prospektüs ve kısa ürün bilgilerine bakın.

Tüm CYMBALTA muadilleri